21.4.11

zorgünler1

Sen bu satırları okurken ben nerede ne halt ediyor olurum bir fikrim yok.. Ama sen bir haltlar yerken ben popoma batan lanet bir sandalyenin üzerinden yazıyorum sana bunları.. herkimsen.

Burası kalabalık. Cimrilikleri tutmazsa bazı geceler sıcak.. ama bazen de çok soğuk. Işıklar hep açık.. Uyuyamıyorum bazen ben. Telefonum hep sessizdedir mesela benim. Ama gecenin 3ünde telefon sesiyle uyanırsın burada. Eğer çok bunaldıysan, kaçmaksa isteğin duşa girmelisin. Kapını birileri yumruklayana kadar çıkma bence. telefonla konuşmak için de merdiven altlarını tavsiye edebilirim. Eğer mütemadiyen dolabını havalandırmazsan dünyanın parasına aldığın kazağın pas lekesi olabilir. Ve pas lekesi nasıl geçer bilmiyorum henüz. Çünkü çamaşır makinesi bozuk, kirli suyla dönüyormuş çamaşırlar içinde. Öyle duydum. Yemek yemekle ilgili henüz bir sorunum yok. Aç yaşayabiliyorum.

Param bitmek üzere, kilo veriyorum çok hızlı. Hiç hasta olmadım ama, feci dirençsizim.
Güneşli günleri özledim. Annemi, babamı ve sonra kardeşimi.. Yastığımı en çok. Mersini..
Çok çabuk sinirleniyorum artık. Ve eskiye nazaran mide ağrılarım abarttı. Belki daha agresif daha tahammülsüzüm. Arasıra sigara içmek istiyor canım. Bazen yemeklerden sonra. Ama içmiyorum. Az önce saçlarımın uzadığını farkettim. Duş sonrası.. Olabildiğince banyoda vakit geçiriyorum. Dayanılmaz bir yerindeyim şuan dünyanın..

Sevdiğim bir çok şeyden yoksun olmama rağmen en çok ihtiyaç duyduğum şey, bi kedi..

Göğsümdeki dantellerin üzerine sarılıp hayata tutunan bir adam.. Gözlerimi kapattığım zaman yanımda duran.. sonra kaybolan... adam, minik bir kedi.. şuan tek ihtiyacım olan.

ben uyumaya gidiyorum. popom acıdı, ayaklarım üşüdü.

ve sen bu satırları okurken ben en uzağında olacağım tüm bildiklerimden.

Hiç yorum yok: